11 Eylül 2017 Pazartesi

MUTLULUK



Hepimizin bir ucundan yakalamaya çalıştığı fakat neredeyse hiç birimizin iyi muhafaza edemediği his. hoş, erişilmesi zor, çekici ve bir o kadar da geçici.
 Herkesin ihtiyaç duyduğu fakat dünyada ihtiyaç duyulduğu kadar olmayan o sihirli duygu. O kadar ihtiyaç ki; evlenen çiftlere mutluluklar, ayrılınan sevgiliye mutluluklar, yeni yıla mutluluklar, yeni yaşa mutluluklar ve daha bir çoğu. Peki hal böyleyken mutluluk neden bu kadar geçici?  gözümde çok büyüttüğüm, beni mutlu edeceğine inandığım bir çok durum gerçekleştikten sonra yaşadığım mutluğun beklediğim kadar yoğun olmamasının sebebi nedir acaba?  galiba mutluluk anlayışımın koşullu olmasından dolayı. Koşullar gerçekleştiğinde bir tatmin duygusu ve ardından havası sönen balon gibi kaybolan mutluluk. Bazen koşulların yerine gelmesi o kadar zorlayıcı, sıkıcı ve bir o kadarda zahmetli oluyor ki, her şey olup bittiğinde yaşanılan yorgunluktan, bezginlikten o hazzı, tatmini yaşamak zorlaşıyor. Basit bir tebessüm ve o kadar. Bütün o emek, çaba hatta tabiri yerinde ise yırtınma,  öyle bir rendeliyor ki sonunda yaşayacağınız mutluluğu.  geriye sadece yorgun bir tebessüm kalıyor. Bunu bilmek de insanı uğraşmaktan alıkoyuyor.
Öte yandan hani bir deyim vardır ya " cahillik en büyük mutluluktur " gibi. Evet bilmek her şeye bakışını değiştiriyor.  Sofrada oturuyoruz,  televizyonda haberler var.  Hastalıklar,cinayetler, vahşet...  sonrasında yediğine mutlu ol, ne yediğine mutlu ol, kazanabildiğine mutlu ol... Ol olabilirsen. Birilerinin aç olduğunu bil mutlu ol... Küçük çocukların başına gelen onca eziyetten sonra, aç kalan insanları gördükten sonra...  Mutlu ol... Çocuk demek bence; masumiyetin ete kemiğe bürünmüş halidir. Bu dünyada masumiyete bile değer verilmediğini BİL ve mutlu ol...  Her gün göz göze geldiğin bir sürü insanın hangisinin o kötülükleri ruhunda taşıyor olabileceğini düşünüp rahat olmak ne mümkün.  Üzerinden unutabileceğim kadar zaman geçmedi. Pırıl pırıl bir genç kız ÖZGECAN mahvoldu. Hemde bin türlü eziyetle. Dilerim Allah öbür dünyasını güzel yapsın. Allah rahmet eylesin. Her gün toplu taşıma araçlarını kullanan ben. Bunu bil mutlu ol.... Huzur olmazsa mutluluk nasıl yer bulsun hayatlarımızda.
Hayat telaşesinden, bir yerlere yetişme çabasından ve bir çok kişinin yapmak istediği değil de yapmak zorunda kaldığı işe,  sabah kendisini sürüye sürüye gitmek zorunda kalmasından...  Bundan dolayı hevessiz ve bezgin olmasından bahsetmiyorum bile. Diyorum ki,  galiba mutluluk için huzur lazım. Fakat huzur için ne lazım işte onu henüz bulamadım :)
Yani dostlar, " bilmek" var ya, beni en çok mutsuz eden o..!

5 yorum:

  1. Yazınızı okuduğumda dedim ki kendi kendime işte benim gibi mutsuzluğu her daim hisseden, içten içe sorgulayan ve anlamaya çalışan birisi daha.
    Bu arada haklısınız olmasını çok istediğimiz şeyleri gerçekleştirdiğimizde nedense beklediğimiz kadar mutlu etmiyor bizi. Hatta o mutluluk duygusu çabucak geçiyor nedense. Bende anlam veremiyorum bu mutluluk duygusunun ne olduğuna. Ama umarım gelecek günler daha bir güzel olur :)
    Bu değerli paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Saygı ve sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sizin gibi duyarlı insanların olduğunu bilmek çok güzel. Var olun.

    YanıtlaSil
  3. Keşif etkinliğinden geliyorum ve iyiki böyle etkinlikler oluyor ki bizde sizin gibi duyarlı insanlarla karşılaşma fırsatı buluyoruz. Yazınız tam olarak düşündüklerimin kaleme alınmış hali ben sizin kadar iyi anlatamazdım zaten galiba başarılar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim iltifatınız için. Öyle yüreğimden döküldü yazdım. Size de başarılar güzel günler dilerim :)

      Sil
  4. Aslında mutluluğun neden geçici olduğunu açıklamışsınız, bir nevi. İnsan hedeflerini belirlerken ne yazık ki koşullu bir belirleme yapıyor. Yapmamız için koşullandırılmışız. Daha iyi bir okulda okumanın bizi mutlu olacağına inandırmışlar ya da çok paramız olunca, kendi evimiz olunca mutlu olacağımızı söylemişler bize.

    YanıtlaSil